YARATICI DÜŞÜNME EĞİTİMİ – 5

YARATICI DÜŞÜNME EĞİTİMİ – 5

© www.YaraticiDusunme.com - Melik Duyar - 2009 - 2024

 

GEÇEN HAFTANIN DÜŞÜNME SORUSU

64 ≠ 65

Tabii ki herkes 64 ile 65’in birbirine eşit çıkmayacağını biliyor. Ancak bir önceki haftada oluşturulan iki şekil sanki böyle bir durum ortaya çıkıyormuş gibi sunulmuştu. Ancak problemi yaratan unsuru sizin bulmanız istenmişti.

Bu sorunun cevabı için zaman ayıran ve şekiller çizerek yanlışı izah eden üyelerimize teşekkür ediyorum. Tahmin ettiğimden çok daha fazla kişinin soruyla ilgilendiğini söyleyebilirim. Tabi birkaç kişi de cevap olarak, "Bu açıklamaya göre çaresiz kaldım, 64=65’dir kabul ediyorum" diye yazmıştı. Gerçekten ciddi miydiler, yoksa işin mizahi tarafı mı ağır bastı bilemiyorum.

8 x 8 = 64
5 x 13 = 65

Neyse, şimdi gelelim cevaba. 8x8’lik kare şekilde temel olarak iki farklı şekil oluşturuluyor. Bu şekiller;

1-) Dik Üçkenler (2 adet aynı),

2-) Dik Yamuklar (2 adet aynı)

Daha sonra bu dört şekil farklı şekillerde dizilerek 5x13’lük bir dikdögen oluşturuluyor. Bu dikdörtgen oluşturulurken dik üçkenlerin yatay kenarları ile, dik yamukların yatay kenarları 5x13’lük dikdörtgenin bir köşegenini oluşturuyor. Şimdi bu köşegeni oluşturan kenarların eğim hesabına bir bakalım;

Dik üçkenlerin yatay kenar eğimleri, m1 = 3/8

Dik yamukların yatay kenar eğimleri m2 = 2/5

Eğer m1 = m2 ise problem yok demektir. Ancak m1 ≠ m2 ise problem var. m1 ve m2’nin eğimlerinin eşit olup, olmadığını anlamak için m1’i 5/5 ile çarparak, m2’yi de 8/8 ile çarparak paydalarını eşitliyelim. Ancak bu şekilde m1 ve m2’yi kıyaslayabiliriz;

m1 = 3/8 x 5/5 = 15/40 → m1 = 15/40

m2 = 2/5 x 8/8 = 16/40 → m2 = 16/40

Bu sonuçtan dikdörtgen şeklin köşegenini oluşturan üçgenlerin kenar eğimleri ile yamukların kenar eğimlerinin tam olarak eşit olmadığı anlaşılıyor. Bu o kadar küçük bir eğim farkı ki, şekillerin kenarlarının kalın çizgi ile gösterilmesi hatayı görünmez hale getiriyor.

İsterseniz birleşmeyi bir de kenar çizgileri ince olarak çizip bir deneyelim. Hatayı hemen fark edeceksiniz;

Başlat

YARATICI DÜŞÜNME VE MİZAH

- "HAHA!" ve "AHA!" ilişkisi -

© Melik Duyar & Mega Hafıza Ltd. – 2009

"Kendinize gerçekten gülebilmek yaratıcı düşünme eğitiminin en önemli adımıdır."

Melik Duyar

Bugünkü konuya yukarıda benim de biraz havam olsun diye yazdığım kendime ait "mizah ve yaratıcı düşünme" sözüne başka önemli sözleri de ilave ederek başlamak istiyorum. İşte mizah ve yaratıcı düşünme ilişkisine vurgu yapan diğer birkaç güzel söz;

"Yaratıcı düşünmek demek keşfetmek, denemek, gelişmek, risk almak, kuralları yıkmak, hatalar yapmak ve eğlenmektir."

Mary Lou Cook


"Hayat ciddiye alınmaktan çok daha önemlidir."

Oscar Wilde


"Problemler onları yaratan aynı seviyedeki düşünme tarzıyla çözülemezler."

Albert Einstein


"Yaratıcı düşünmek olmayan ilişkileri görebilmektir."

Thomas Disch


"Zekânın en üst derecesi yaratıcı düşünme, yaratıcı düşünmenin en üst seviyesi ise mizahtır."

Melik Duyar

YARATICI DÜŞÜNME VE MİZAH İLİŞKİSİ

Tüm yaratıcı çözümlerde iki temel adım mevcuttur. Bu iki temel adım;

1. Adım: Her yaratıcı çözüm öncesinde çözüm bekleyen bir zıtlık, uyumsuzluk veya çatışma vardır ve bu durum ortaya koyulur,

2. Adım: Yaratıcı bir çözümle mevcut zıtlık, çatışma veya uyumsuzluk beklenmedik bir şekilde yok edilir.

Mizahın merkezinde olan fıkraların mekaniğinde de benzer iki temel adım vardır;

1-) Fıkranın Gövdesi: uyumsuzluk, zıtlık veya çatışma içerir.

2-) Vurucu Kısım: uzlaşıcı, beklenmeyen ve şaşırtıcı bir çözüm içerir.

Fıkraları da "düşündüren" ve "güldüren"diye ikiye ayırmak mümkün.

DÜŞÜNDÜREN FIKRA NEDİR?

Düşündüren Fıkra: Düşündüren bir fıkranın gövdesini oluşturan giriş kısmında bir çatışma, zıtlık, uyumsuzluk veya içinden çıkılamaz bir durum (zihinsel kalıp) ortaya koyulur. Fıkranın vurucu kısmında kurnazca ve akıllı bir şekilde söylenen bir cümle beyinde bir esneklik sağlayarak, başlangıçta düşünülmeyen bir ilişkinin fark edilmesini gündeme getirerek dinleyene "Aha, vay bee!" dedirtir.

İsterseniz önce düşündüren fıkraları birkaç örnek üzerinde inceleyelim, sonra da güldüren bir fıkra üzerinde fıkranın önce dinleyeni nasıl zihinsel bir kalıba soktuğunu ve fıkranın sonuna doğru bu kalıbı birdenbire nasıl kırdığını analiz edelim.

DÜŞÜNDÜREN FIKRA ÖRNEKLERİ

Aşağıdaki düşündüren fıkra örneklerine geçmeden önce yukarıda verilen "düşündüren fıkra" tarifini tekrar okumanızı tavsiye ediyorum. Bu tarif çerçevesinde her bir fıkranın "Aha, vay bee!" dedirten cümlesini okumadan önce, "Böyle bir durumda ben olsaydım ne derdim?" diye düşünmenizi ve ondan sonra vurucu cümleyi okumanızı istiyorum. Unutmayın. Söyleyeceğiniz cümle mevcut zıtlığı, uyumsuzluğu veya çatışmayı akıllı ve kurnaz bir şekilde çözecek özellikte olmalıdır.

İşte düşündüren fıkra örnekleri;

GÜLDÜREN FIKRA NEDİR?

Güldüren Fıkra: Güldüren bir fıkranın gövdesini oluşturan metinde ise dinleyicinin zihninde bir beklenti veya mantıksal bir ilişki çerçevesinde bir kalıp oluşturulmaya çalışılır. Fıkranın vurucu kısmında ise başlangıçta oluşturulan bu zihinsel kalıp farklı bir bakış açısı ile kırılarak dinleyicinin beklemediği farklı bir ilişkiyi fark etmesi sağlanır. Tabii bu beklenmedik zihinsel değişim dinleyeni birdenbire güldürür veya tebessüm etmesini sağlar.

GÜLDÜREN FIKRA ÖRNEĞİ

İsterseniz şimdi de bir güldüren fıkra örneğini inceleyelim. Bu güldüren fıkra örneğinde önce dinleyenin zihninde nasıl bir beklenti veya zihinsel bir kalıp oluşturulduğuna ve fıkranın sonuna doğru (farklı bir bakış açısı ile) bu kalıbın birdenbire kırılarak nasıl daha önce görülmeyen başka bir ilişkini de görülmesinin sağlandığına dikkat ediniz

GÜLDÜREN FIKRA
(ÖNCE ZİHİNSEL BİR KALIP OLUŞTURULUYOR, SONRA KIRILIYOR)

ALKOLÜN ZARARLARI

Ağır alkolik hastaların yattığı bir hastahanede doktorlar bir hazırlık yapıyorlar. Amaçları bu alkolik hastalara alkolün canlılar için ne kadar zararlı bir madde olduğunu anlatmak. Bunun için onlara gösterecekleri canlı bir deney hazırlıyorlar.

Alkolik hastalar bir sınıfta toplanıyor ve onlara deneyi yapacak olan doktor sınıfa giriyor.

Doktor sınıfa getirdiği malzemeleri kürsünün üzerine koyuyor. Bu malzemeler iki boş bardak, alkol dolu bir şişe (üzerinde ‘ALKOL’ yazıyor) ve su dolu bir şişeden (üzerinde ‘SU’ yazıyor) oluşuyor.

Doktor alkoliklere dönerek, "Arkadaşlar bu şişede su var. Şimdi bu boş bardaklardan bir tanesine bu şişedeki sudan dolduracağım" diyor ve söylediği gibi de yapıyor.

Sonra cebinden bir kibrit kutusu çıkartıyor ve içinde bulunan canlı bir kurtçuğu herkesin gözü önünde su dolu bardağın içine atıyor.

Bu küçük kurtçuk suyun içinde yüzerek, bardağın kenarından tutarak dışarı çıkıyor ve kendisini boğulmaktan kurtarıyor.

Doktor bardağın kenarından tutunarak dışarı çıkan kurtçuğu eliyle tutarak alıyor ve alkoliklere "Arkadaşlar bakın su kurtçuğa zarar vermedi. Ancak alkol bu kurtçuğa ne yapacak bir görelim" diyor.

Sonra da alkol dolu şişeden diğer boş bardağa alkol doldurarak aynı kurtçuğu bu bardağın içine atıyor.

Kurtçuk alkolün içinde kıvranıyor, kıvranıyor ve alkolün etkisiyle ölüp bardağın dibine çöküyor.

Doktor bu gösteriden çok etkilendiklerini gördüğü alkoliklere dönerek, "Arkadaşlar su bu kurtçuğa zarar veremedi, ama alkol bu kurtçuğun hemen ölmesine sebep oldu. Alkol aynı etkiyi yavaş, yavaş sizin bedeniniz üzerinde de yapıyor" diyor ve son bir vurgu için "Peki, bu deneyden siz ne çıkarttınız?" diye soruyor.

(Dikkat! Fıkra buraya kadar zihnimizde istediği bağlantıyı kurmamızı sağlayarak zihinsel bir kalıp oluşturuyor)

Arkalarda cevap vermek için el kaldıran alkoliğe "Peki, sen söyle bakalım" diyor.

Alkolik kendinden emin bir şekilde şöyle cevap veriyor;

"Ben bu olaydan şunu anladım. Alkol içersek midemizde hiç kurtçuk kalmayacak."

Kaynak: www.YaraticiDusunme.com

(Not: Fıkradaki son vurucu cümle bir anda bakış açımızı değiştirerek, zihinde yine doğru olan ama aklımıza gelmeyen başka bir zihinsel ilişkinin de olabileceğini vurgulayarak bizi güldürüyor veya gülümsetiyor.)

DİKKAT !

Bu örneğe benzer, yani başta kişiyi zihinsel bir kalıba sokan ve fıkranın sonunda bakış açısını değiştirerek kalıbı kırıp beklenilmeyi görmeyi sağlayan örnek fıkralarınızı grubumuzla paylaşılmak üzere lütfen info@megahafiza.com eposta adresimize gönderiniz.

Fıkralardaki yapının yaratıcı düşünme sürecindekilerle aynı olmasının yanında mizahın hem kişisel, hem de sosyal açıdan bizi farklı şekillerde etkilediği, değiştirdiği ve geliştirdiği de bilimsel olarak kanıtlanmış vaziyette.

50 yıldan beri yapılan bilimsel araştırmalar mizah ile yaratıcı düşünme arasında çok yakın bir ilişki olduğuna işaret etmektedir. Bunun yanında mizaha yatkın olan insanların ciddi olanlara göre çok daha fazla yaratıcı fikirler üretebildiği görülmektedir. Hatta şirketlerin yaratıcı düşünme ve inovasyon toplantılarında mizah yaratıcı fikir üretme verimliliğini artırmak için bir araç olarak dahi kullanılmaktadır.

1980 yılı ortalarında A.B.D.’de en büyük 100 şirket üst yöneticisi ile yapılan anket çalışması sonucunda üst yöneticelerin % 84’ü mizah yeteneği olan personeli diğerlerine göre işlerinde daha etkili bulduklarını göstermiştir. Bu araştırmayı yapan organizasyonun yayınladığı araştırma sonucuna göre; "Mizah yeteneği olan personel diğerlerine göre daha yaratıcı, daha az katı, yeni fikirleri ve metotları denemeye daha açık bir konumdalar."

Yapılan araştırmaların mizaha açık olan insanların yaratıcı düşünme becerilerinde de iyi olduklarını göstermesinin yanında, yeni bulgular insanların yaratıcı düşünme becerilerinin oyun ve mizah ortamları sunularak geliştirilebileceğine de işaret ediyor.

Örneğin yapılan bir araştırmada bir grup öğrenciye bir "komedi" filmi izlettirilirken, diğer bir grup öğrenciye "ciddi" bir film izlettiriliyor. Filmlerin izlettirilmesinin hemen arkasından öğrencilerin yaratıcı düşünme seviyelerinin test edilmesi sonucunda komedi filmi izleyenlerin yaratıcılık seviyelerinin diğerlerine göre daha fazla olduğu ortaya çıkıyor.

MİZAH BİZİ NASIL GELİŞTİRİYOR

Konumuz beynimize zihinsel esneklik kazandıran ve bize "Aha!" dedirtip zihinsel bir kalıptan çıkarak farklı bir şeyi görmemizi sağlayan mizah anlayışı. Bu tür mizah bizi geliştiriyor.

Bir de başkalarını aşağılayan, kötü hissettiren, iğneleyen ve alaya alan bir mizah türü var ki, konumuz bu ikinci tür olan mizahı kapsamıyor. Bu tür mizahın beyni geliştirme ve yaratıcı düşünmeyi tetikleme yönünde bir etkisi yok.

Peki, mizah bizi hangi yönlerden etkileyerek gelişmemizi ve farklı çözümleri görmemizi kolaylaştırıyor. Yapılan araştırmalar bu etkinin üç farklı başlık altında toplanabileceğini gösteriyor.

I-) Mizah Beynimizde Farklı Snaps Bağlantıları Kurulmasını Sağlıyor: Farklı spor ve hareketler nasıl farklı vücut kaslarımızı çalıştırıyorsa, düşünmek ve farklı şeyler arasında zihinsel ilişkiler kurmak da beyinde farklı beyin hücrelerimizi çalıştırıyor ve farklı beyin hücreleri arasında farklı snaps bağlantıları kurulmasını sağlıyor. Beyin hücreleri arasında kurulan zengin snaps bağlantıları yaratıcı düşünmenin, hafıza gücünün ve hızlı öğrenmenin de temelini oluşturuyor.

Beyinde snaps bağlantısı kurulan bilgiler hemen hatırlanır. Ancak aralarında daha önce düşünsel bağlar kurulmamış bilgiler arasında oluşmuş bir snaps bağlantısı olmadığından bu ilişkiler kolay farkedilemezler. Mizah işte bu noktada beyinde farklı ilişkiler oluşturma adına devreye girer. Mizahın etkisiyle daha önce farketmediğiniz bir şeyi hatırlatarak "Aha, vay bee!" dedirten her düşünsel ilişki, beyninizde olmayan yeni bir snaps bağlantının da gerçekleşmesini sağlamaktadır. Bu durum beyninizin keşfedilmemiş ve kullanılmayan belli bölgelerinin de aktif olarak kullanıma açılması demektir. Şüphesiz kullanılmayan bu bölgelerde ağlar kurulması başka bilgiler arasında da farklı ilişkiler düşünebilme potansiyelinizi artırmaktadır.

Beyinde kurulan snaps bağlantılarının çok olması beyin sağlığını koruyan bir etkiye de sahiptir. Bu anlamda mizahın sağlıklı bir beyin için de önemli olduğunu söylemek mümkün.

II-) İçimizdeki Çocuğu Canlı Tutuyor: Mizah ve şaka içinizdeki çocuğun canlanmasını sağlayacak bir oyun ortamı sağlıyor. İçimizdeki çocuk "Ciddi ol!", "Bu burada gitmez!" gibi söylemlere pek aldırmıyor. Her "Olmaz" ifadesine "Neden olmasın?" sorusuyla tepki veriyor. Bilim adamları rutinden çıkmamız ve farklı bakmamız için en iyi yolun içimizdeki çocuğu yaşatmak olduğunu söylüyor.

III-) Mizah Neşeli ve Stres Olmayan Bir Ortam Hazırlıyor: Ciddi ve tek düze çalışma ortamları beyinde sabit güçlü kalıplar ve stress oluşturuyor. Bu güçlü kalıplar ve "Ciddi ol" imalı ortamlar değişime farkında olmadan direnen bir kültür oluşturuyor. İnsanlar hata yapmaktan korkar oluyorlar. Hata yapmaktansa hiç denememek daha güvenilir oluyor.

Tanınmış filozoflardan biri olan John Dewey oyun oynamanın ve aynı zamanda da ciddi olmanın mümkün, hatta zihin için ideal bir durum olduğunu belirtiyor.

Eğlenceli ve stressiz ortamlar kişinin kendi fikirlerini söylemesine olanak sağlıyor. Bu tip ortamlarda hatalara daha hoşgörülü bakılıyor. Kişi farklı bir şeyler denemekten ve başarısız olmaktan korkmuyor. Edison’un ampulü buluncaya kadar 10.000 kez hata yaptığını unutmayın. Eğer hatalarını başarısızlık olarak algılasaydı, tekrar tekrar deneme gücünü kesinlikle kendisinde bulamazdı.

Yaşamı boyunca 1093 adet patentli ürün geliştiren Edison, uzun ve üretken yaşamının sonuna doğru "Hayatta bir gün bile çalışmadım. Hepsi keyif almaktan ibaretti" demiştir.

Kendine ve hatalarına gülebilmenin bir başka olumlu yanı da, yaratıcı olmanın yanı sıra, başkalarının hatalarına da hoşgörülü yaklaşabilme yönümüzün gelişmesidir.

MİZAH BİZE NELER KAZANDIRIYOR?

Özet olarak mizahın sağladığı zihinsel esnekliğin bize şu özellikleri kazandırdığını söyleyebiliriz;

YARATICI DÜŞÜNMEYİ GELİŞTİREN MİZAHI NEREDE BULABİLİRİZ?

Birçok komedyenin yaptığı gibi işe siz de... kendinizden başlayın. Unutmayın, komedyenler sizinle alay etmezler. Komedyenler kendi yaptıklarıyla alay eden ve farklı bakış açılarıyla kendi yaptıklarına gülen ve güldüren kişilerdir.

Hiçbirimiz mükemmel değiliz. Her gün gülebileceğiniz bir davranışınızı veya hatanızı bulabilirsiniz. Kendinizi çok küçük dozda bir aşağılama ve ufak bir gülümseme utanmanızı eğlenmeye ve rahatlamaya dönüştürecektir. Ben de bu anlamda yaşadığım bir olayı size aktarmak istiyorum;

ENGELLİLER TUVALETİ VE BEN

2006 yılında Dünya Zihinsel Matematik Kupası için Almanya’nın Giessen kentine gitmiştim. Her yerde Almanca yazılar vardı. İngilizce bildiğim için bir sorun yaşamadım. İngilizce bildiğiniz sürece dünyanın hiçbir yerinde bir sorun yaşamayacağınızı rahatlıkla söyleyebilirim. Almanya’da İngilizce bilmenize bile gerek yok diyebilirim, hemen her yerde bir Türk bulmanız mümkün.

Neyse, Matematik Bilim Merkezi binasındaydık. Yarışmalarda bir ara verilmişti ve tuvalete gitme ihtiyacı duydum. Tuvaletlerin kapısında da Almanca yazılar vardı. Ancak evrensel tuvalet sembolleri bir hata yapılmamasını sağlıyordu.

Bulunduğum katta bir bayan veya erkek tuvaleti yoktu. Muhtemelen tuvaletler bir aşağı veya yukarı katta idi. Ancak bulunduğum katta engelliler için bir tuvalet olduğunu gördüm. Etrafta bırakın tuvalet için bekleyen bir kişi, hiç kimse yoktu.

"Nasıl olsa etrafta kimse yok. Sessizce buraya girebilirim. Hiçkimsenin haberi olmaz" diye düşündüm.

Tuvalet ihtiyacımı gördükten sonra, çıkmadan önce sifona basmak istedim. Ancak duvarda sifon butonu şeklinde birkaç düğme vardı ve yanlarında Almanca açıklamalar yazıyordu. Bir tanesinin sifon olduğundan emindim, ama hangisinin sifon olduğuna karar veremedim. "Bir tanesine basayım, yanlışsa diğerine basarım" diye düşündüm.

Ve bir tanesine karar vererek bastım. Keşke basmaz olsaydım. Bulunduğum tuvalette bütün binayı ayağa kaldıracak şekilde müthiş bir alarm çalmaya başladı.

Meğer bastığım düğme engellilerin tuvalette yardıma ihtiyaçları olması durumunda yardım istemeleri için basılması gereken bir düğmeymiş.

Bir an önce şuradan çıkıp yok olayım diye hızlı dışarı çıktım. Ama geç kalmıştım. En az 10 kişi koşarak tuvaletteki engelliye yardım etmek için tuvaletin önüne gelmişti.

Onlara baktım. İngilizce olarak "Almanca yazıları anlamadım. Ancak buraya girerken kimsenin haberi olmayacağını düşünmüştüm" dedim hafif utanarak ve gülerek. Hepsi durumu anlamıştı. Birden kahkahayı bastılar ve benimki de onlara karıştı.

O gün, bu gündür engeliler tuvaletinden uzak dururum...

Kaynak: www.YaraticiDusunme.com

Kendi yaptıklarınıza gülebilmek sizi aşağılamaz, aksine bu durum kendinize güveninizin çok yüksek olduğunun bir göstergesidir. Kendilerine güvenleri yüksek olan kişiler kendi hatalarına gülebiliyorlar ve kendileri ile dalga geçebiliyorlar. Diğerlerinin ne düşündüğü umurlarında olmuyor.Bu özelliği onlara hatalarına olumla bakabilmeleri veriyor. Mizahın hatalara olumlu bakmayı sağlayan bir araç olduğunu düşünüyorum.

CEM YILMAZ, BEYAZ, FARKLI BAKIŞ AÇILARI & MİZAH

Örneğin Cem Yılmaz ve Beyazıt Öztürk’ün kendilerine güvenleri çok yüksek ve çok yaratıcı komedyenler olduğunu söylemeliyim. Onların stand up gösterilerinin, talk show programlarının, sohbetlerinin ve komedi DVD’lerinin mizah ve farklı bakış açıları için harika kaynaklar olduğunu söylemeliyim ve hatta mutlaka izlenmesi gereken eserler olduğunu vurgulamalıyım. Bunları izlerken Cem Yılmaz’ın ve Beyazıt Öztürki’ün nasıl birçok insanın yaşadığı olaylara farklı bakış açısıyla bakarak gülmemizi sağladıklarına da dikkat ediniz.

Aşağıda eğitim ve tanıtım amaçlı olarak örnek olsun diye hem Cem Yılmaz’ın bir stand up gösterisinden, hem de Beyaz’ın bir sohbet programından küçük alıntılar koydum. Telif hakları açısından bu alıntıları oldukça kısa tutmaya çalıştım. Bu kısa alıntıları "yaratıcı düşünme, mizah ve kendi kendine gülebilmek" adına örnekler olarak izleyiniz. Daha fazlası için Cem Yılmaz’ın ve Beyaz’ın orijinal vidoe, dvd ve stand up gösterilerini anlattığım bilgiler ışığında izlemenizi tavsiye ediyorum.

CEM YILMAZ, MİZAH VE UÇAK MUHABBETİ


Beyaz, MİZAH VE KÜVET TAKINTISI MUHABBETİ

Yoğunluk nedeniyle yukarıdaki filmi izliyemiyorsanız lütfen videonun üstünde bulunan "Youtube" sekmesine geçiniz.


LEVENT KIRCA, MİZAH & LİSANIN KURNAZCA KULLANIMI

İster hoşlanın, ister hoşlanmayın komedyenler argoyu ve lisanı da çok akıllıca ve kurnazca kullanan insanlardır. Levent Kırca da bu konuda usta komedyenlerden biridir. Toplumsal olayları iyi gözlemleyen ve olayları güzel bir hiciv ile sunan nadir ustalardan biridir. Yine güzel bir örnek olarak Levent Kırca’nın "Olacak O kadar" olarak Fox TV’de sunduğu, işçilere ve memurlara yapılan komik zam miktarını mizahi olarak "ZAMINIZA KOYARIM" başlıklı skeçle tenkit eden filminden kısa bir alıntı eğitim amaçlı olarak aşağıda sunulmuştur (Not: Filmin tamamı için Fox TV veya Levent Kırca arşivlerine başvurunuz).

LEVENT KIRCA, MİZAH VE "ZAMINIZA KOYARIM" MUHABBETİ

Yoğunluk nedeniyle yukarıdaki filmi izliyemiyorsanız lütfen videonun üstünde bulunan "Youtube" sekmesine geçiniz.

SONUÇ

Mizahın, gülmenin ve eğlenmenin stresi azalttığını gösteren birçok sağlık araştırmasının yanı sıra, beynimizde esnek yapılar oluşturduğu, farklı bakış açıları kazandırdığı ve görülemeyeni görebilmeyi sağladığı da bir gerçek.

Özellikle batı ülkelerinde öğrencilerin yaratıcı düşünme becerilerini geliştirmek için müfredata koyulan yeni programların yanında, büyük şirketler de bünyelerinde mizah ve oyun yoluyla çalışanların yaratıcı düşünme becerilerini geliştirmek ve çalışma verimliliğini artırmak için çalışıyorlar. Kodak, Hewlett-Packard, Digital ve Price Waterhouse gibi şirketler çalışanların işyerlerinde hoş zaman geçirebilecekleri için konuyla ilgili oyun salonları, bilgisayar oyunları, mizah içeren posterler vb. görsel materyaller kullanarak şirket içinde yaratıcılığı ve inovasyonu kışkırtmak için yeni yöntemler deniyorlar.

Sonuç olarak hızla değişen rekabetçi dünyamızda değişimle başedebilmek için mizahın gücünden maksimum oranda faydalanmak gerekiyor.

Evet, bu haftalık bu kadar yeter. Umarım "Yaratıcı Düşünme & Mizah" başlıklı bu konu keyifli bir gün geçirmenize katkıda bulunmuştur. Sıra geldi haftanın düşünme sorusuna;

HAFTANIN DÜŞÜNME EGZERSİZİ

Bir kurbağa 32 metre derinliğindeki bir kuyuya düşer. Kurbağa bu kuyudan kurtulmak için kuyunun duvarında bir sıçrayışta 2 metre yukarı ulaşabilmektedir. Ancak tekrar sıçrayış yapacak sağlam bir tutunma yapana kadar bir gün boyunca tam 1 metre aşağı kaymakta ve ancak ertesi gün 2 metrelik bir sıçrayış daha yapabilmektedir. Tabi yine tutunabilmek için bir gün boyunca tekrar 1 metre geri kayacak ve ertesi gün 2 metrelik yeni bir sıçrayış yapabilecektir. Kurbağanın geri kayma sırasında kuyu duvarındaki küçük böcekleri yediği için açlıktan ölme gibi bir sorunu yoktur. Kurbağa belirtilen şekilde sıçramalar ve geri kaymalarla sizce bu kuyudan kaç günde çıkar?

Evet, bu hafta da veda etmenin sırası geldi. Bir sonraki hafta yaratıcı düşünme ve inovasyonla ilgili yeni konularda görüşmek üzere hepinize başarılı, mutlu ve sağlık dolu bir hafta diliyorum.

Başarı dileklerimle...

Melik Duyar
Dünya Hafıza Şampiyonu
Dünya Hafıza ve Hızlı Okuma Olimpiyatları Başkanı
© 2009 – 2024 Melik Duyar – Mega Hafıza Ltd. (Tüm Hakları Saklıdır)


Kaynaklar

Sayın , "YARATICI DÜŞÜNME EĞİTİMİ – 5" İçin Değerlendirme Yapmak İstermisiniz?

Web adresleri

ÜCRETSİZ YARATICI DÜŞÜNME KURSUNU ARKADAŞINA GÖNDER

ÜCRETSİZ EĞİTİMLER

Aşağıdaki kayıt formunu doldurarak

"6 DERSLİK HIZLI OKUMA", "7 DERSLİK BEYİN EĞİTİMİ" ve "6 DERSLİK YARATICI DÜŞÜNME"

eğitimlerinden istediklerinize kayıt olabilirsiniz.


Kayıt olduğunuz MEGA HAFIZA eğitimleri online olarak her 3 günde bir e-posta adresinize ücretsiz olarak gönderilecektir.

Kurs gönderminin bitiminde ayrıca hafıza, beyin ve beyin eğitimi ile ilgili önemli bilgiler içeren aylık "e-Beyin Bülteni" e-posta adresinize gönderilmeye devam edecektir. Gönderiler ücretsiz olup, istediğiniz anda listemizden çıkabilirsiniz.

Abone Olmak İstediğiniz Eğitimler
DÜŞÜNDÜREN FIKRALAR | SİZ OLSAYDINIZ NE DERDİNİZ ?

FİLOZOF DİYOJEN

Dünya nimetlerine ehemmiyet vermeyen yaşayış ve felsefesiyle ünlü filozof Diyojen, bir gün çok dar bir sokakta zenginliğinden başka hiçbir şeyi olmayan kibirli bir adamla karşılaşmış. İkisinden biri kenara çekilmedikçe geçmek mümkün değilmiş. Mağrur zengin, hor gördüğü filozofa;

"Ben bir serserinin önünden kenara çekilmem" demiş.

(Diyojen siz olsaydınız ne derdiniz? Düşünün...)

Cevap İçin Tıklayın

Diyojen, kenara çekilerek gayet sakin şu karşılığı vermiş;
"Ben çekilirim."

YAVUZ SULTAN SELİM

Yavuz Sultan Selim, birçok Osmanlı padişahı gibi sefere çıkacağı yerleri gizli tutarmış. Bir sefer hazırlığında, vezirlerden biri ısrarla seferin yapılacağı ülkeyi sorunca,

Yavuz ona; "Peki, sen sır saklamayı bilir misin?" diye sormuş

Vezir; "Evet hünkarım, bilirim" dediğinde, Yavuz şöyle cevap vermiş;

(Yavuz Sultan Selim siz olsaydınız ne derdiniz? Düşünün...)

Cevap İçin Tıklayın

"İyi, ben de bilirim."

FRANSIZ KRALI 15. LUİ

Yardımcılarından biri, Fransız kralı 15. Lui'ye; "Majesteleri, Akıl vergisi almayı hiç düşündünüz mü?" demiş ve şöyle devam etmiş;

"Hiç kimse budalalığı kabul etmeyeceğine göre, herkes böyle bir vergiyi seve seve öder"

Bu konuşmadan hoşlanmayan Kral şöyle cevap vermiş;

(15. Lui siz olsaydınız ne derdiniz? Düşünün...)

Cevap İçin Tıklayın

"Hakikatten enteresan bir fikir. Bu buluşunuza karşılık, sizi akıl vergisinden muaf tutuyorum."

MEHMET AKİF

Bir toplantıda, bir genç Mehmet Akif'i küçük düşürmek için "Afedersiniz, siz veteriner misiniz?" demiş.

(Mehmet Akif siz olsaydınız ne derdiniz? Düşünün...)

Cevap İçin Tıklayın

Mehmet Akif hiç istifini bozmadan şöyle yanıtlamış;
"Evet, bir yeriniz mi ağrıyordu?"

CHURCHILL

Churchill avam kamarasında konuşurken, muhalif partiden bir kadın milletvekili Churchill'e kızgın bir şekilde şöyle seslenmiş;

"Eğer, karınız olsaydım, kahvenizin içine zehir karıştırırdım."

Bunu duyan Churchill, kadına dönmüş ve, ;

(Churchill siz olsaydınız ne derdiniz? Düşünün...)

Cevap İçin Tıklayın

"Hanımefendi, eğer karım siz olsaydınız, o kahveyi bir an bile tereddüt etmeden içerdim" diye cevap vermiş;

Mega Hafıza

Her Hakkı Saklıdır. Sitede bulunan materyaller izinsiz olarak kullanılamaz.

Sosyal Medya

İletişim

Esat Caddesi 37/B Küçükesat 06660 Çankaya, Ankara
Tel: +90 (312) 417 33 30
Faks: +90 (312) 418 90 02
Email : info@megahafiza.com